BAŞARILI BİR MÜHENDİSİN NOTALARA DÖKÜLEN HİKAYESİ
Sizi tanıyabilir miyiz?Erzurum doğumluyum. 5 buçuk yaşında Erzurum’da ilkokula başladım. Ablamların peşinden okula gitmeye heveslenen bir çocuktum. Birinci sınıfı burada tamamladım ve daha sonra babamın, çocuklarım iyi eğitim alsın düşüncesi sonucunda İstanbul Nişantaşı’na taşındık. Eğitim hayatım İstanbul’da devam etti. Liseyi Işık Lisesi’nde (Fevziye Mektepleri) okudum. Lise öğrenimimi başarıyla tamamladıktan sonra merkezi sınavlarla ODTÜ Makine Mühendisliği bölümünü kazandım. Burada İngilizce hazırlık okurken sonra başka bir sınavla İTÜ Makine Fakültesi Uçak Mühendisliğine girmeye hak kazandım.1971 yılında o yılın en genç mezunu olarak Uçak Mühendisliği Bölümünü bitirdim.Profesyonel iş hayatıma ise Alarko Grubu’nda başladım. 6 ay mühendislik yaptıktan sonra 1 yıl da başmühendislik yaptım. Kendi işimi kurmak istiyordum ve daha sonra bu istek doğrultusunda Alarko Gruptan ayrıldım. Ne yapmak istediğim konusunda fikir edinmek amacıyla Almanya’nın Hannover kentinde düzenlenen meşhur makine fuarına gittim ve buradan çok etkilendim. Ben de konveyör üretmek istiyordum ve bu konuda çok kararlıydım. Gitmiş olduğum fuardan bir bavul dolusu katolog ile geri döndüm. Kendime ise sadece bir gömlek almıştım. 1975 yılında konveyör üretimi için hazırlıklarıma başladığım süreçte elevatör ve konveyör kelimelerini birleştirerek şirketin adını da ELKON koydum.Bugün ise ELKON; 5 fabrikası olan, Türkiye’nin en büyük 1000 ihracatçısı arasında yer alan, 133 ülkeye kadar ihracat yapan ve dünyaca tanınan bir beton santrali üretim fabrikası oldu.İş hayatınızdaki başarının yanında sanat dünyasında da aktifsiniz, bu yönünüzü de konuşmak isterizMüzik hayatıma 15 yaşında gitar çalarak başladım. Lisede “Işık Beşlisi” üniversitede ise “Dişli Çarklar Beşlisi” gruplarını kurup üç yıl boyunca konser ve müzik çalışmaları yaptım. Daha sonra Anadolu Folk akımında besteler yapmaya başladım. Bir yandan genç bir mühendis olarak çalışırken bir yanda da o zamanların en hit bestelerini yapıyordum. İlk bestemi seslendiren sanatçı Banu Kırbağ idi. Söz ve müziği bana ait olan “Vefasız” şarkısını seslendirmişti. Daha sonra Nilüfer, Selçuk Ural, Ferdi Özbeğen, Ayla Dikmen, Ayten Alpman, Haluk Levent gibi sanatçılar da bestelerimi seslendirdi.Ben işe güce sarıldıktan sonra bazı şarkılarımı bedelsiz verdim, telif haklarını çok sıkı takip etmedim. Resmi olarak bana gelen telifleri ise hep öğrencilere burs olarak dağıttım.Yoğun iş hayatı beni müzikten çok uzaklaştırmıştı. Şirketimizin kırkıncı yıl dönümü kutlamasına karar verdiğimizde bir gece tertiplemeyi uygun gördük. Elkon ailemizin değerli üyelerine plaket vermeyi kararlaştırdık. Şarkılarımı bir albümde toplama planım hep vardı ama ona hiç sıra gelmiyordu. Kırkıncı yıl kutlaması bu isteğime bir vesile oldu. Önce albümde yer alacak şarkılarımı seçtik, düzenledik ve kimlerle seslendireceğime karar verip şarkıcılara ulaştık. Stüdyoda çaldık, söyledik ve sonrasında albümler çıktı. Benimle birlikte şarkıları seslendiren sanatçılar da kırkıncı yıl gecemize katıldı. Gerçekten muhteşem bir geceydi.O gece yıllar sonra sahneye çıkmıştım. Sahne duygusunu yeniden tattım; özlemiştim, yeniden sevmiştim. Benim şarkılarım sahnede söylenirken “Acaba yeni şarkı yapabiliyor muyum” diye düşünmeye başladım. Bu düşüncemin üzerine evde denemelere başladım. Yapabiliyormuşum. “Lepiska Saçların”, “Papatyalar Kopardım” şarkıları bu denemeler sonrası ortaya çıktı. Böylece yeni bir albüm de gelmiş oldu.Kırk beşinci yıl dönümümüzü kutlarken yine bir gece tertipledik. “Elkon Yıldızları” ödülleri vermeyi kafaya koydum. Asistanımla gizli gizli kendim hazırladım. Ekibime şükranlarımı ve duygularımı o yıldız ödülleriyle göstermek beni ziyadesiyle mutlu etti.Ardından Zorlu Center’da “Mustafa Alpagut Şarkıları” konserini organize ettik. Osman İşmen yönetimindeki kırk bir kişilik senfoni orkestrası ile şarkılarım çalındı ve yine pek çok değerli isimle birlikte sahnede şarkılarımı seslendirdik. Salon tamamen dolmuştu. Hem benim için hem de Elkon ailem için unutulmaz bir gece olmuştu. Burcu Soysev, Salim Dündar, Ümit Besen, Ercan Turgut, Coşkun Demir, Grup Gündoğarken… Hepsi sahnedeydi ve o gece sadece Mustafa Alpagut şarkıları söylüyorlardı.ELKON olarak köklü bir geçmişe sahipsiniz bu başarının başlangıcını öğrenebilir miyiz?Alarko’da 1 yıl başmühendis olarak çalıştıktan sonra 1975 yılında ayrılıp Elkon’u kurdum. Elkon 100 metrekarelik bir atölyede 5 kişiyle konveyör üretimi yapmak üzere faaliyete başladı. Sonra kısa sürede atölye sayısını 3’e çıkardı. 1978’de İstanbul Alemdağ’da ilk fabrikamı kurdum. Elkon, burada teknoloji olarak çok firmaya hizmet verdi.Kuvvetli mühendislik hizmetleri sayesinde çok çabuk tanındık. Daha da büyüme kararı aldığımızda bunun İstanbul’da olamayacağını bir organize sanayi bölgesinde olması gerektiğini kararlaştırdık. 1989’da Çerkezköy Organize Sanayi’de ilk fabrikamızı kurduk. Yıllar içinde tamamen ihracata yönelip, dünyada markamızı iyi bir şekilde duyurduktan sonra sırayla yeni fabrikalarımızı kurduk. Elkon 5’i bitirmeye kadar geldik. Şu anda üretimimizin %100’nü ihraç ediyoruz. Avrupa ve Türkiye’nin en büyük beton santrali üretim fabrikasıyız. Elkon 6 yatırımımız da yolda…ELKON-5 fabrikası ile onaylanmış yatırımlar listesinde yer alıyorsunuz, bu başarıyı neye borçlu olduğunuzu düşünüyorsunuz?Bugün itibariyle kuruluşumuz 46 seneye dayanmaktadır. 4 fabrika kurmuş 46 senelik bir sanayici olarak Elkon 5 fabrika projemizi devlete götürdüğümüzde çabucak ve kolaylıkla kabul gördü ve onaylandı.Çalışma hayatınızda prensip ve olmazsa olmaz dediğiniz kurallarınız var mı?Çok çalışmak, dürüst olmak, teknolojiyi çok iyi takip etmek ve ilkelerden asla taviz vermemek.Global bir tedarikçi olarak yurtdışı tarafınızdan biraz bahseder misiniz?ELKON, 6 Kıtada 130 ülkeye kadar ihracat yaparak dünya üzerinde 4000'den fazla beton santrali kurmuştur. Rusya’da dört ayrı bölgede ofisi, Kazakistan’da ofisi, ABD, Almanya, İngiltere, Fransa, Belçika, Avustralya, Romanya, Macaristan, Slovakya, Ukrayna ve İsrail’de yapılanmaları olan ELKON Grubu, ELKON GMBH Almanya Duesseldorf şirketi ile Almanya’yı da faaliyetler zincirine katmıştır. Yurtdışı yapılanmalarına devam etmektedir.Çerkezköy’ü tercih etme nedeniniz nedir?Beton santrali üretiminde piyasanın güvenini kazandık. Artık hem ürünümüze güveniyorlardı hem de servisimizden memnunlardı. Derken bizim fabrikanın kapasitesi yetmemeye başladı. Fabrikanın yanında bir arazimiz daha var ve ikisinin arasında bir arsa daha… Fakat orası sanayi bölgesi değildi. Bize yine “Yapın fabrikayı gitsin” diyorlardı ama ben yasal olmayan büyümeden yana değildim. Bir arkadaşım Çerkezköy‘den arazi almıştı. Bizde 1989 yılında Organize Sanayi Bölgesinde fabrikamızı kurduk. Art arda gelen talepler ve kaliteli çalışmalarla bugün fabrika sayımızı 5’e çıkardık.Covid-19 süreci işleyişinizi ne yönde etkiledi?Elkon 5’i bu dönemde kurduk. Çok başarılı bir fabrika oldu. Yatırımdan geri kalmadık. Satışlarımız covid dolayısıyla azalmadı çünkü bütün dünya daha dikkatli alım yapmak ve daha kaliteli ürün almak istediği için bizim satışlarımız da fazlasıyla arttı. Böylelikle yeni ülkelere açıldık ve satış yapma imkânı bulduk. Covidden dolayı işlerimizde azalma ve kapasite daralması olmadı. Tüm covid kurallarına dikkatlice uyarak fabrikalarımızı yönettik. O nedenle de personelimizde problem yaşamadan bu dönemi atlattığı için mutluyuz.Gençlere kısa bir öneriniz olabilir mi?“Tek önerim çok çalışmak çok çalışmak çok çalışmak…Daha fazla eğitim, teknolojiyi çok iyi takip etmek. Bıkmadan kendine değer katmak.”
Devamı...